İşçi Beslenmesi

İşçi beslenmesi üretim hızının ve verimin artırılması bakımından çok önemlidir. Yetersiz ve dengesiz beslenene işçilerde ciddi performans eksikliği, alg düşüklüğü, konsantrasyon yetersizliği, iş kazaları çok daha fazla görülmektedir. Sonuç olarak sağlık harcamaları atar. İşçilerin psikolojilerinde sorunlar oluşur.

Ağır işin gerektirdiği besinler yeterli olarak alınamadığında ve işçinin enerji harcaması karşılanamadığında fiziksel güç ve dayanıklılık da azalır.

İşçilerin çalışma koşullarına ve enerji harcamalarına göre beslenmelerine yeterli ve doğru oranlarda besin eklemeleri yapılması gerekmektedir.

Ağır işte çalışan işçileri çok fazla terlemeleri nedeni ile vücutlarından ciddi oranda su, mineral ve özellikle azot kaybettikleri bilinmektedir. Eğer işçinin diyetinde aldığı enerji miktarı enerji harcamasını tam olarak karşılayabilecek şekilde ayarlanmış, günlük protein, karbonhidrat ve yağ alımı dengelenmiş ise hiçbir sorun olmayacaktır. Aksi takdirde vücut enerji kaslarını kullanacak ve vücutta kas kayıpları başlayacak ve diğer sorunlarda beraberinde gelecektir.

Fiziksel hareketleri çok fazla olan bireylerin proteinli besin tüketim miktarları çok iyi ayarlanmalıdır.

Diyet enerjisinin %55-60 gibi bir kısmını karbonhidrat dediğimiz ekmek ve tüevleri tutar. Bu besin grubunun yetersiz alınması da yine kas hareketlerinde yetersizlikler meydana getirir.

Ramazanda işçi beslenmesinde ihtiyaç kadar besinin tam olarak alınabilmesinde bazı sorunlar oluşmaktadır. Kısıtlı bir zaman içinde çok fazla kalorili besinleri dengeli bir şekilde tüketmek çok zor olabilmektedir. Bu iş ve işçi sağlığını olumsuz etkileyebilir.

İşçilerin ramazanda mutlaka sahura kalkması ve bol kepekli ekmek, en az bir yumurta, peynir, süt içeren bir kahvaltı yapması gerekir. 1 yemek kaşığı pekmez tüketimi enerji alımı açısından çok önemlidir.

Eğer besin tüketiminde zorlanıyorsa işçiye alması gereken kalorideki besinler toplanarak verilebilir. Mesela 1 kase çorba içindeki yağ miktarı, kıvam verici miktarı artırıp, içine pirinç, et katılarak bir kaseyi besin örüntüsü ve kalori açısından zenginleştirmiş oluruz.

Aynı şekilde iftarda da bir kap sebze yemeğinin yağ oranı artırılıp içine bol et ve pirinç konularak kalorisi ve besin değeri artırılır.

İşçilerin su ve sıvı tüketimlerini iftar ve sahur arasında ciddi şekilde artırmaları gerekmektedir.

Et bulamayan işçiler protein kaynağı olara yumurta, peynir, kurubaklagiller tercih edebilirler.

Özellikle kepekli ekmek tüketimi çok önemlidir. Midenin geç boşalmasını ve sindirimin uzamasını sağlar.

Süt ve yoğurt tüketimi günlük 3 su bardağının altına inilmemelidir. Bu besinler uzun açlık döneminde vücudun besinleri enerji için kullanımını yavaşlatırlar.

Enerji gereksinimini tam olarak karşılamayan işçiler iftarda şerbetli tatlı tüketimi yapabilirler.

Yoğun çalışan bireyler oruç tuttuklarında her zamanki ihtiyaçlarının dışında fosfor, potasyum ve magnezyum gibi bazı minerallerin gereksinimi artırabilir. Bu mineraller taze sebze ve meyvelerin tüketimi ile rahatlıkla karşılanır.

Domates çok önemli ve değerli bir C  vitamini kaynağıdır. Kayısı ve muz potasyumdan çok zengindir, yağlı tohumlu kuru yemişler (fındık, ceviz, badem vs) magnezyumdan çok zengindir.

Vücudun vitamin ve mineral kayıplarını önlemek için meyve tüketiminin en az günlük 6 porsiyonun altına düşülmemesi çok önemlidir.

İşçiler fosfor, magnezyum, çinko içeren vitamin preperatlardan sahurda ramazan süresinde 1 adet alabilirler.

Ramazanda işçi beslenmesi çok önemlidir. Her işçinin kendi çalışma düzenine göre besin ve enerji gereksinimi vardır.  Bireysel bir beslenme desteği en yararlı olanıdır.

Yoğun çalışan kalp, şeker, tansiyon, böbrek hatalarının oruç tutmaları sağlık, iş verimi ve oluşabilecek diğer sorunlar bakımında uygun değildir.