Makrobiyotik Beslenmenin Vücudumuza Etkileri

Makrobiyotik diyette en sağlıklı olarak hangi besinleri tüketmeliyiz?  Makrobiyotik beslenmenin vücudumuza etkileri nelerdir? Sizler için yazdım. Makrobiyotik kelimesi, Yunanca “makro” (geniş, büyük, uzun, büyüklük kavramı) ve “bios” (yaşam) kelimelerinden türetilmiştir. Sağlıklı yaşam ve optimum sağlığın kapılarını açan bir beslenme ve yaşam biçimidir. Temel olarak tam tahıllar ana besin olarak kullanılır. Sebze ve baklagiller Makrobiyotik beslenmede vazgeçilmez besinlerdir. İşlem görmüş ve rafine edilmiş besinlerin kullanılması bu beslenme düzeninde uygun değildir.

Makrobiyotik Beslenmenin Vücudumuza Etkileri

Makrobiyotik aynı zamanda bir yeme ve yaşam biçimidir. Yavaş yemek, çok iyi çiğnemek önemlidir. Nasıl yediğinizi kontrol altına alırsanız ne yediğinizin önemi azalır ve gereksiz bir tüketimden otomatik olarak uzaklaşırsınız. Sağlıklı olmak ve bu şekilde kalmak için, ideal kilonuzu korumak için bir yaşam tarzı benimsemelisiniz. Doğru ve sağlıklı beslenme beden, zihin ve ruh için en iyi olanı bireysel olarak düzenleyip bunu yaşamaktır. Dönmelik beslenme planları yeniden kilo artışına ve sağlığın yeniden bozulmasına neden olur. Makrobiyotik beslenmenin vücudumuza etkileri değerlendirilmelidir.

Makrobiyotik Beslenmenin Vücudumuza Etkileri

Makrobiyotik bir yaşam 

Makrobiyotik beslenme de bireysel olarak kişinin yetersizlikleri, sağlıklı olması ve o şekilde kalması için vücudunun ihtiyacı olan besinler belirlenir. Kişinin de günlük yaşamında, sosyal ortamında, damak tadına ve alışkanlıklarına da uyacak şekilde uygun bireysel bir beslenme ve yaşama planı çıkartılır.

Vücutta meydana gelen bir takım rahatsızlıklar (şeker hastalığı, kalp damar sorunları, tansiyon, eklem hastalıkları, anemi vb) kişinin vücudu için gerekli olan veya olmaya besinleri, yaşam biçimini düzeltmesi için sinyaller, mesajlardır. Makrobiyotik beslenmede en önemli amaç kan şekerinin dengede kalmasının sağlanmasıdır. Bu nedenle özellikle kan şekerini hızlı yükseltmeyecek ve ardından da ani düşüşe neden olmayacak kompleks karbonhidratlardan oluşan bir beslenme planı çizilir.  Makrobiyotik beslenmenin vücudumuza etkileri için yapmamız gerekenler.

Makrobiyotik Beslenmenin Vücudumuza Etkileri

Makrobiyotik diyetin felsefesi ve  makrobiyotik beslenmenin vücudumuza etkileri 

Makrobiyotik diyet, kahverengi pirinç ile diğer tam tahıllar ve sebzelerden oluşur. Felsefesi aşağıdaki davranış biçimlerini önermektedir:
• Günde iki ya da üç öğün yemek.
Sindirime ve besinlerin emilimine yardımcı olmak için yemek yeme hızını azaltmak.
• Yatmadan 2-3 saat önce besin tüketimini kesmek.
• İşlenmiş, rafine edilmiş tüm besinlerden uzak durmak.
• Doğada mümkün olduğunca fazla kalabilmek, temiz havadan faydalanmak.
• Düzenli olarak yoga, dans ya da dövüş sanatlarındakine benzer aerobik ve esneme hareketleri yapmak.

Makrobiyotik Beslenmenin Vücudumuza Etkileri
• Besinleri elektrik ve mikrodalga ile hazırlamaktan kaçınmak.
• Mevsimine uygun besinler tüketilmek. Bahar ve yaz aylarında, daha hafif, serin ve daha az pişirilmeye ihtiyaç duyulan besinler olmalıdır. Bu değişim gereklidir çünkü makrobiyotik felsefeye göre ateş enerjisi, gün ışığı biçiminde olduğunda çok bereketlidir ve pişirilen besinlerden alınmasına ihtiyaç yoktur. Sonbahar ve kış aylarında, bunun aksi geçerlidir.
• Sabah, öğlen akşam besin tüketim ve tercihlerine dikkat edilmelidir. Kahvaltı tahıllardan oluşan bir bileşimle geçirilmeli, öğlen hafif olmalı akşam yemeği ise uzun sürmelidir.

Makrobiyotik Beslenmenin Vücudumuza Etkileri

Makrobiyotik diyette yer alan besinler

Makrobiyotik diyetteki başlıca besin kahverengi pirinç, arpa, akdarı, yulaf ezmesi, buğday, mısır, çavdar ve karabuğdayı içeren tam taneli tahıllardır. Bolca yeşil lahana, kıvırcık lahana, brokoli, karnabahar, lahana yaprakları, havuç, yaban havucu, bal kabağı, Çin lahanası, soğan, maydanoz, Japon turpu ve su teresi tüketilmelidir. Ara sıra yenmesi gereken sebzeler arasında ise, salatalık, kereviz, marul ve bitkilerin çoğu yer alır. Uzak durulması gereken sebzeler ise domates, biber, patates, patlıcan, ıspanak, pancar ve sakız kabağıdır. Arpa maltı, pirinç şurubu ve elma suyu gibi tatlandırıcılar, Miso, tamari, soya sosu, pirinç ya da elma sirkesi, susam yağı, tahin ve deniz tuzu, ara sıra ufak miktarlarda tohum ve yemişler (balkabağı, susam, ayçiçeği ve badem) ve haftada bir ya da iki kez beyaz etli balık serbest tüketilebilecek besinlerdir.

Makrobiyotik Beslenmenin Vücudumuza Etkileri

İçecek olarak kahverengi pirinçten ve karahindibadan yapılan çaylar, elma suyu ve buz içermeyen yüksek kaliteli sular kullanılmalıdır. Tüketilmemesi gereken besinler ise et, süt ürünleri, meyveler, işlenmiş taneler, koruyucu, yapay tatlandırıcı ve renklendirici ya da kimyasal içeren maddeler, tüm konserve, dondurulmuş, işlenmiş ve ısıtılmış besinler, sıcak baharatlar, kafein, alkol, rafine şeker, bal, pekmez ve çikolatadır.