İştahın önüne geçmek için neler yapmalıyız

Şeker ve karbonhidratlar çapkın sevgiliye benzer. İştahın önüne geçmek için neler yapmalıyız, merak edenler için yazdım. Şekerli ve karbonhidratlı yiyecekler baştan çıkarıcı özellikleriyle çapkın ve güvenilmez bir sevgiliye benzerler. İhtiyacınız olan her şeyi size sunma sözünü verirken, bir bakmışsınız sizi olduğunuzdan daha da aç ve kötü bir halde bırakır.

İştahın önüne geçmek için neler yapmalıyız

İşte bu sevgiliyi terk etmediğiniz sürece “insülin” denilen sorunla karşı karşıya kalırsınız. Bu inişli çıkışlı haller insülin seviyenizin artmasına sebep olurken çok sık aralıklarla çılgın açlıklar ve tatlı krizleri yaşamanıza neden olur. Daha tıbbi olarak tanımlamak gerekirse insülin, pankreasınızda üretilir. Glikozu yani kan şekerini kan dolaşımınızdan hücrelerinize taşıyan hormona verilen isimdir. Aslında tükettiğiniz süt-yoğurt-sebzeler, meyveler, ekmek ve türevleri, kurubaklagiller hepsi karbonhidrat içerir. Vücutta kana karışabilmeleri için son karbonhidrat ürünü olan glikoza kadar parçalanırlar. Ancak posa içeriği fazla olan karbonhidratların (kurubaklagiller, kepek, çavdar, yulaf, tam buğday, kepekli pirinç, makarna, bulgur pilavı vs) kana gilikoz olarak parçalanma süreleri uzundur.

Meyveler ve basit şekerler çok çabuk kana karışırlar. Bu nedenle kepekli bir karbonhidrat tükettiğinizde daha geç acıkırsınız. Çünki miğdenizin boşalma sürecind ve karbonhidratın kana karışıp glikoz olarak kullanılma süresi uzundur. Doğal olarak bu komplex karbonhidrat dediğimiz besinler insülin hormon salınımın da daha yavaş olmasını sağlarlar. Bir karbonhidrat ne kadar çabuk kana karışırsa insülin hormon salınımını da o oranda fazla ve hizli olmasına neden olur.

İştahın önüne geçmek için neler yapmalıyız

İştahın önüne geçmek için neler yapmalıyız diyenlerden misiniz?

Basit şekerler ise insülin seviyenizin aniden yükselmesine sebep olur. İşlenmiş un ve şeker kan dolaşımınıza bir anda çok fazla şeker bırakır. Bunun üzerine sisteminiz insülinle dolar, ortamda ne kadar insülin varsa o kadar da karbonhidrata ihtiyaç vardır. Eğer dokularda karbonhidrat kalmazsa fazla ve hızlı salınan insülin gidip kanınızdaki şekeri çeker ve yağ olarak  özellikle karın bölgenizde depo edilmesine neden olur. Eğer insülin seviyeniz sürekli yükselirse da zamanla hücreleriniz insüline verdiği tepkiyi yok sayarak bu duruma alışır. Böylece kan şekeri enerjisini hücrelerinize transfer etmek yerine bir serseri gibi kan dolaşımınızda dolaşmasına yol açar. Hücreler yeterince kan şekeri alamayınca bir badygard misali koruyucu olarak pankreas devreye girer. Pankreas tepki olarak daha fazla insülin üretmesine rağmen bir süre sonra bu seviyeyi de düşürür. Peki İştahın önüne geçmek için neler yapmalıyız.

İşte tam da bu durumda vücudumuz halsiz, bitkin ve yorgun düşer. Ayrıca kendimizin sürekli aç olarak hissederiz. Çünkü ihtiyaç duyduğu şekerin hemen yanı başındaki kan dolaşımında bulunduğundan habersiz olan hücrelerimiz, beyine sürekli açlık mesajı gönderir.

İştahın önüne geçmek için neler yapmalıyız

Yazımın en başında bahsettiğim gibi aslında şekerli ve karbonhidratlı yiyecekler gerçekten bizi aldatır. Karnımızı doyurmak için yememize rağmen kendimizi daha çok aç hissederiz.

Dikkat çekici diğer bir noktada siz yemek yedikçe seratonin yani mutluluk seviyeniz yükselir bu da beyninizin ne zaman tatmin olduğunu anlamanıza yardım eder. Yani beyninizdeki mutluluk hormonu azsa, karnınız doyduğunu anlamaz ve ihtiyacınız olmamasına rağmen fazlaca yemeye devam edersiniz. Tıka basa doyduğunuzu hissettiğinizde bile canınız sık sık tatlı çeker. Hepimiz çok fazla şeker ve karbonhidrat tükettiğimizde hissettiğimiz o uyuşukluk halini çok iyi biliriz.

Çözüm mü? Bağımlılık yapan şeker ve karbonhidratlar yerine seratonin seviyenizi dengeli bir seviyede tutan sağlıklı gıdalara yönelmelisiniz. Bu dengeyi sağlayamazsanız ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirsiniz. Şekerli ve karbonhidratlı beslenmeye devam ettiğiniz sürece çapkın sevgiliniz tarafından aldatılmaya mahkumsunuz.